"Azim, disiplin ve müzik aşkı sizin başarmanızı sağlayacak yol arkadaşlarınızdır. Onlarla aranız iyiyse, sizi çok iyi yerlere getirirler." Bu sözler Orkestranbul Sahne Sanatları markası Kurucusu, Orkestra Şefi ve müzisyen Gökhan Uğurlu'ya ait. Event News olarak Gökhan Uğurlu ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.Müzikle ilgili ilk
anılarınıza gitmek istiyoruz. İlginizi ilk ne zaman fark ettiniz? Öncelikle Event News
ailesine teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Sıradışı fikirler ve cesaret,
dünyayı ve hayatı kolaylaştıran ve güzelleştiren erdemlerdir. Event News’de sektörde
bu erdemleri hayata geçiren çok güzel bir örnek ve biz Orkestranbul ailesi
olarak Event News ailesi ile birlektelik kurmaktan çok mutluyuz. Soruya dönecek olursam
ilgim ilk olarak biraz ters başladı aslında. Ablamla ben, müzikte babama tepki
olarak doğduk. Bağlamayı o kadar kötü çalardı ki dört bir yana kaçardık kulak
sağlığımız açısından. J Biz de müziğin
nasıl yapılması gerektiğini merak edip bu sihirli dünyaya girdik. Ablam sevgili
Coşkun Sabah’ın yıllarca vokalistliğini yaptı. Ben de Askeri Konservatuarı
kazanarak bu işin aslında nasıl disiplinli bir süreçten geçtiğinin en güzel
örneklerinin yer aldığı başka bir boyuttan müziğe adım attım.Bu farkındalığın
ardından, müziğe nasıl bir başlangıç yaptınız?Müzik ve enstrüman
eğitimi bir disiplin işidir. Ben de açıkçası ilk adımımda çok şanslı olduğumu
düşünüyorum. Genç yaştaki yeteneklere çok iyi eğitim veren dünyada sayılı
örnekleri olan eski adıyla Muzika-i Humayun olan Askeri Konservatuarı kazandım.
Yıllarca hocam olacak olan Ahmet Yüzbaşı’nın, beni bateri ve vurmalı çalgılar
üzerinden bir teste tabi tutarak okula alması sonrasında çok farklı ve şanslı
hisettiğim bir deneyime başlamış oldum.Peki, profesyonel bir
müzisyen olma yolunda, sizi en çok zorlayan konu/zaman/olay ne oldu?Whiplash filmini sanırım
herkes izlemiştir. Açıkçası oradaki öğrenci ben, öğretmen de Ahmet Hoca’ydı. İzlediğimde
kendi hayatımı izlemiş gibi hissettim. Evet her güzel sonucun bir hazırlanışı
vardır. O hazırlanışta cidden zorlandığım ve umudumu yitirdiğim anlar oldu ama
azim, disiplin ve müzik aşkı sizin başarmanızı sağlayacak yol arkadaşlarınız. Onlarla
aranız iyiyse sizi çok iyi yerlere getiriyorlar.Profesyonel bir
baterist olarak, genç bateristlere tavsiyeleriniz nelerdir?Açıkçası müzikte son bir
durak veya bir taht yok. Yani kimse en iyi benim diyemez. Çünkü herkesin kendi
tarzı ve ilerleyişi vardır. Ben öğrencilerime en çok şu tavsiyede bulunuyorum. Derslerimiz
çok keyifli, eğlenceli, öğretisi bol ve verimli geçiyor. Yıllarca benimle
devamlı ders yapmak isteyen öğrencilerim oldu ve hepsine cevabım şu oldu. Benimle
uzun yıllar ders yapman demek, benim gibi bir baterist olman demek. Yani ritm
çalışı, atağı, hatta bateriye oturuşu bile bana benzeyen bir baterist. Ben bunu
istemiyorum öğrencim için. Çünkü müzikte her müzisyenin bir tarzı, kendine has
çalışı ve karakteri olmalı. Belli bir süre sonra öğrencimi nadasa bırakarak
uzaktan izler ve ilerleyişi ile ilgili notlar tutatarım. Müzikal karakterini
oturttuğu anda ders anlamında yolları ayırır sahne ve iş anlamında yollarımızı
birleştiririz. Çünkü etrafımda her renk müzisyenin olması ve özellikle bu
renklerin içinde öğrencilerimin de olması beni gururlandırır. Genç arkadaşlar
mutlaka bir süre sonra artık hocalarının yörüngelerinden çıkmalı ve kendi
müzikal hayatlarının rotasını oluşturmalılar.Sizden
bahsederken, etkinlik sahipleri (müşteriler) ile olan iletişiminizde geri
dönüşlerinizin ne kadar hızlı olduğundan söz ediyoruz J. Gizli sırrınızı bizimle paylaşabilir
misiniz?Gizli sırların paylaşılması ne kadar doğrudur bilemiyorum ama Jpaylaşımcı bir
müzisyen olarak tabi ki anlatabilirim. Aslında çok basit işinizi sevin, ilgili
olun ve takip edin. Bir formüle veya hayat öğretisine gerek yok. Çünkü işinizi
severek yapıyorsanız bunların hepsi aslında hayatın içinde olan anlar olarak
geliyor bize. Müşteri iletişim için biraz hızlı dönüş bekler. Hızlı dönüş
sağlanamadığı takdirde güven ilişkisi zedelenebilir.Bir de sürpriz etkinlik planlayanlar için, Orkestranbul Sürpriz Etkinlik
Çetesi hakkında konuşmadan olmaz. Fikir nereden aklınıza geldi? Şu ana kadar
gerçekleştirdiğiniz, en ilgi çekici sürpriz ne oldu?Evet Orkestranbul Sürpriz Çetesi en eğlendiğimiz başlıklarımızdan birisi. Aslında
oyunculuk yönümün de bunda etkisi oldu diyebilirim. Gerek senaryo ve gerekse prodüksiyon
açısından sürprizi hazırlamamızda farklı bakış açıları getirdi. Uzun zamandır
yaptığım bir şey aslında sürpriz J ama bunu bir
başlığa dönüştürmek ve altını doldurmak için etkenlerin olgunlaşması gerekti. Yani
hem müşteri bazında, hem de proje bazında ortaya fikirler çıkması gerekiyordu. Bunda
sadece etkinliğin gerçekleşeceği alanı görmem ve etkinliğin içeriğini bilmem
yeterli oluyor. Ondan sonra içimizdeki haylaz çocuğu ortaya çıkartıp şaka ve
sürprizlerimizi gerçekleştiriyoruz. Tüm şaka ve sürprizlerimizin ayrı bir
hikayesi var ama en son yaptığımız New Balance Bozcaada Koşusu’nda, koşucuların
parkurda köşeyi döndükleri anda yanında müzisyen arkadaşların enstrümanları ile
çalarak ve söyleyerek koştuğu anlar bu sene çokça konuşuldu. Sürpriz bir etkinlikte müzik nasıl bir etkiye sahip? Tam hangi anda sahneye
çıkmalı?Sürpriz, insanların en doğal anlarını ve hallerini yakaladığınız andır. Bu
yüzden bu başlık bizim işimizi
yaparken en keyif aldığımız ve en doğru tepkileri gördüğümüz başlığımız. Tam şu
anda sahneye çıkmanız gerekli diyemem çünkü bazen sizin de beklemediğiniz bir
değişiklik olabiliyor ve hızlı karar vererek sürprizin ve kamera şakasının
gidiş yönünü değiştirmeniz gerekebiliyor. Yani deneyim ve hızlı karar yeteneği
burada devreye giriyor diyebilirim.Orkestranbul, oldukça başarılı ve pek çok varyasyonu olan bir koro. Böyle
bir koro nasıl oluştu? Daha çok çeşitlendiğini görecek miyiz?Evet koromuz sıradışı işler ve projeler gerçekleştiriyor. Koronun
oluşumunda aslında eşimin yıllarca TRT Gençlik Korosu ve Senfoni Koro’sunda
koristlik yapmış olması, bizim ilk adımlarımızı atmamızda cesaretli olmamızı
sağladı. Sahnelerimizi uzun yıllardır dostumuz ve arkadaşlarımız olan deneyimli
koristler ile gerçekleştiriyoruz. Aklımda yine çok farklı sahne ve projeler
mevcut. Önümüzde ki süreçte Orkestranbul markasını yine sıradışı sahneler ile
birçok mecrada duyacaksınız.Koro ekiplerinizin yanı sıra bando ekibinizle de çok farklı etkinliklere
katılıyorsunuz. Bando çalışmalarınızı anlatır mısınız?Orkestranbul Bando Project, bu senenin en etkili ve en hareketli
başlığıydı. Basketbol Ligi’nden Beşiktaş Futbol Kulübü’ne, düğünlerden flash-mob’lara
birçok alanda sahne alıyoruz. Ekibimizin bir sayı sınırı yok. 300 kişiye kadar
çıkabileceğimiz bir nüfusumuz var. Her sahnenin bir hikayesi oluyor. Düğünde
ise bambaşka bir hikaye. Burada gelin ve damadın enerjisi de çok önemli ama
enerjileri yoksa hiç panik yapmaya gerek yok. Biz gerekli enerjiyi sahne öncesi
ve sonrası çiftlerimize bol bol veriyoruz.
anılarınıza gitmek istiyoruz. İlginizi ilk ne zaman fark ettiniz? Öncelikle Event News
ailesine teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Sıradışı fikirler ve cesaret,
dünyayı ve hayatı kolaylaştıran ve güzelleştiren erdemlerdir. Event News’de sektörde
bu erdemleri hayata geçiren çok güzel bir örnek ve biz Orkestranbul ailesi
olarak Event News ailesi ile birlektelik kurmaktan çok mutluyuz. Soruya dönecek olursam
ilgim ilk olarak biraz ters başladı aslında. Ablamla ben, müzikte babama tepki
olarak doğduk. Bağlamayı o kadar kötü çalardı ki dört bir yana kaçardık kulak
sağlığımız açısından. J Biz de müziğin
nasıl yapılması gerektiğini merak edip bu sihirli dünyaya girdik. Ablam sevgili
Coşkun Sabah’ın yıllarca vokalistliğini yaptı. Ben de Askeri Konservatuarı
kazanarak bu işin aslında nasıl disiplinli bir süreçten geçtiğinin en güzel
örneklerinin yer aldığı başka bir boyuttan müziğe adım attım.Bu farkındalığın
ardından, müziğe nasıl bir başlangıç yaptınız?Müzik ve enstrüman
eğitimi bir disiplin işidir. Ben de açıkçası ilk adımımda çok şanslı olduğumu
düşünüyorum. Genç yaştaki yeteneklere çok iyi eğitim veren dünyada sayılı
örnekleri olan eski adıyla Muzika-i Humayun olan Askeri Konservatuarı kazandım.
Yıllarca hocam olacak olan Ahmet Yüzbaşı’nın, beni bateri ve vurmalı çalgılar
üzerinden bir teste tabi tutarak okula alması sonrasında çok farklı ve şanslı
hisettiğim bir deneyime başlamış oldum.Peki, profesyonel bir
müzisyen olma yolunda, sizi en çok zorlayan konu/zaman/olay ne oldu?Whiplash filmini sanırım
herkes izlemiştir. Açıkçası oradaki öğrenci ben, öğretmen de Ahmet Hoca’ydı. İzlediğimde
kendi hayatımı izlemiş gibi hissettim. Evet her güzel sonucun bir hazırlanışı
vardır. O hazırlanışta cidden zorlandığım ve umudumu yitirdiğim anlar oldu ama
azim, disiplin ve müzik aşkı sizin başarmanızı sağlayacak yol arkadaşlarınız. Onlarla
aranız iyiyse sizi çok iyi yerlere getiriyorlar.Profesyonel bir
baterist olarak, genç bateristlere tavsiyeleriniz nelerdir?Açıkçası müzikte son bir
durak veya bir taht yok. Yani kimse en iyi benim diyemez. Çünkü herkesin kendi
tarzı ve ilerleyişi vardır. Ben öğrencilerime en çok şu tavsiyede bulunuyorum. Derslerimiz
çok keyifli, eğlenceli, öğretisi bol ve verimli geçiyor. Yıllarca benimle
devamlı ders yapmak isteyen öğrencilerim oldu ve hepsine cevabım şu oldu. Benimle
uzun yıllar ders yapman demek, benim gibi bir baterist olman demek. Yani ritm
çalışı, atağı, hatta bateriye oturuşu bile bana benzeyen bir baterist. Ben bunu
istemiyorum öğrencim için. Çünkü müzikte her müzisyenin bir tarzı, kendine has
çalışı ve karakteri olmalı. Belli bir süre sonra öğrencimi nadasa bırakarak
uzaktan izler ve ilerleyişi ile ilgili notlar tutatarım. Müzikal karakterini
oturttuğu anda ders anlamında yolları ayırır sahne ve iş anlamında yollarımızı
birleştiririz. Çünkü etrafımda her renk müzisyenin olması ve özellikle bu
renklerin içinde öğrencilerimin de olması beni gururlandırır. Genç arkadaşlar
mutlaka bir süre sonra artık hocalarının yörüngelerinden çıkmalı ve kendi
müzikal hayatlarının rotasını oluşturmalılar.Sizden
bahsederken, etkinlik sahipleri (müşteriler) ile olan iletişiminizde geri
dönüşlerinizin ne kadar hızlı olduğundan söz ediyoruz J. Gizli sırrınızı bizimle paylaşabilir
misiniz?Gizli sırların paylaşılması ne kadar doğrudur bilemiyorum ama Jpaylaşımcı bir
müzisyen olarak tabi ki anlatabilirim. Aslında çok basit işinizi sevin, ilgili
olun ve takip edin. Bir formüle veya hayat öğretisine gerek yok. Çünkü işinizi
severek yapıyorsanız bunların hepsi aslında hayatın içinde olan anlar olarak
geliyor bize. Müşteri iletişim için biraz hızlı dönüş bekler. Hızlı dönüş
sağlanamadığı takdirde güven ilişkisi zedelenebilir.Bir de sürpriz etkinlik planlayanlar için, Orkestranbul Sürpriz Etkinlik
Çetesi hakkında konuşmadan olmaz. Fikir nereden aklınıza geldi? Şu ana kadar
gerçekleştirdiğiniz, en ilgi çekici sürpriz ne oldu?Evet Orkestranbul Sürpriz Çetesi en eğlendiğimiz başlıklarımızdan birisi. Aslında
oyunculuk yönümün de bunda etkisi oldu diyebilirim. Gerek senaryo ve gerekse prodüksiyon
açısından sürprizi hazırlamamızda farklı bakış açıları getirdi. Uzun zamandır
yaptığım bir şey aslında sürpriz J ama bunu bir
başlığa dönüştürmek ve altını doldurmak için etkenlerin olgunlaşması gerekti. Yani
hem müşteri bazında, hem de proje bazında ortaya fikirler çıkması gerekiyordu. Bunda
sadece etkinliğin gerçekleşeceği alanı görmem ve etkinliğin içeriğini bilmem
yeterli oluyor. Ondan sonra içimizdeki haylaz çocuğu ortaya çıkartıp şaka ve
sürprizlerimizi gerçekleştiriyoruz. Tüm şaka ve sürprizlerimizin ayrı bir
hikayesi var ama en son yaptığımız New Balance Bozcaada Koşusu’nda, koşucuların
parkurda köşeyi döndükleri anda yanında müzisyen arkadaşların enstrümanları ile
çalarak ve söyleyerek koştuğu anlar bu sene çokça konuşuldu. Sürpriz bir etkinlikte müzik nasıl bir etkiye sahip? Tam hangi anda sahneye
çıkmalı?Sürpriz, insanların en doğal anlarını ve hallerini yakaladığınız andır. Bu
yüzden bu başlık bizim işimizi
yaparken en keyif aldığımız ve en doğru tepkileri gördüğümüz başlığımız. Tam şu
anda sahneye çıkmanız gerekli diyemem çünkü bazen sizin de beklemediğiniz bir
değişiklik olabiliyor ve hızlı karar vererek sürprizin ve kamera şakasının
gidiş yönünü değiştirmeniz gerekebiliyor. Yani deneyim ve hızlı karar yeteneği
burada devreye giriyor diyebilirim.Orkestranbul, oldukça başarılı ve pek çok varyasyonu olan bir koro. Böyle
bir koro nasıl oluştu? Daha çok çeşitlendiğini görecek miyiz?Evet koromuz sıradışı işler ve projeler gerçekleştiriyor. Koronun
oluşumunda aslında eşimin yıllarca TRT Gençlik Korosu ve Senfoni Koro’sunda
koristlik yapmış olması, bizim ilk adımlarımızı atmamızda cesaretli olmamızı
sağladı. Sahnelerimizi uzun yıllardır dostumuz ve arkadaşlarımız olan deneyimli
koristler ile gerçekleştiriyoruz. Aklımda yine çok farklı sahne ve projeler
mevcut. Önümüzde ki süreçte Orkestranbul markasını yine sıradışı sahneler ile
birçok mecrada duyacaksınız.Koro ekiplerinizin yanı sıra bando ekibinizle de çok farklı etkinliklere
katılıyorsunuz. Bando çalışmalarınızı anlatır mısınız?Orkestranbul Bando Project, bu senenin en etkili ve en hareketli
başlığıydı. Basketbol Ligi’nden Beşiktaş Futbol Kulübü’ne, düğünlerden flash-mob’lara
birçok alanda sahne alıyoruz. Ekibimizin bir sayı sınırı yok. 300 kişiye kadar
çıkabileceğimiz bir nüfusumuz var. Her sahnenin bir hikayesi oluyor. Düğünde
ise bambaşka bir hikaye. Burada gelin ve damadın enerjisi de çok önemli ama
enerjileri yoksa hiç panik yapmaya gerek yok. Biz gerekli enerjiyi sahne öncesi
ve sonrası çiftlerimize bol bol veriyoruz.