İçinden bir ses ona, bırak İç Mimarlığı ve ayakkabı boyacılığı yap diye seslendi. O, içinde ki sesi dinledi ve kurumsal yaşamı terk edip yüreğinin götürdüğü yerde ayakkabı boyacılığı yapmaya başladı. Ama ne boyacılık!
Yasemin Karakaya. Başarılı bir İç Mimar olarak, onlarca mimari projeye imza attı ve günün birinde kurumsal hayatta yaşamış olduğu sorunlar nedeniyle radikal bir karar alarak, ayakkabılara yeniden hayat veren, renklendiren, hayallerin ötesine taşıyan ve hatta etkinlik dünyasının aranan isimleri arasında yer almayı başaran ayakkabı tasarımcısı olarak sevdiği işi yapmayı sürdürüyor. Hatta öyle ki, siparişlere yetişemediği gibi, özel etkinlikler için aylar öncesinden randevu almak gerekiyor. Siz bakmayın ayakkabı boyacılığı yaptığına... Karakaya'nın yeniden tasarladığı ayakkabıların özel müşterileri bile oluşmuş durumda. Sanat bu. Sınır tanımayanlar arasında yer almak evet zor bir durum. Ancak iş'te budur cümlesini kurdurmak ise farklı bir başarı hikayesi. Tam da bu konuda ayakkabı boyacısı ya da diğer bir ifadeyle ayakkabı mimarı Yasemin Karakaya ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Kısaca kendinizi anlatır mısınız?
Adım Yasemin. İstanbul’da yaşayan, kurumsal hayatı terk etmiş ve iç mimarlık mesleğini ayakkabılara taşıyan bir iç mimarım.
Başarılı bir İç Mimar olarak meslekten kesin dönüş yapıp, keyifli bir alan olan ressamlığa adım attınız. Eminiz zor bir karar olmamıştır. Bu süreci biraz anlatır mısınız?
Mesleki açıdan zor olmadı. Ancak hayat şartları açısından vermesi zor bir karardı. İstanbul’da yaşaması yeterince zorken , bir özel sektör çalışanı olarak çalışmak daha zor. Düzensiz maaşlar, yapılmayan zamlar, yatmayan yemek paraları ve hiç bitmeyen mesai saatleri. Maaşlar düzensiz olduğu için geceleri ek iş olarak resim ve ayakkabı boyama işleri yapmak zorundaydım. Daha fazla tahammülüm kalmayınca tamamen sevdiğim ve saatleri bana bağlı olacak olan tasarım işine geçmeye karar verdim.
Tümüyle özgün ve sadece size ait olan bir alanda faaliyet gösteriyorsunuz. Bu konu nasıl gündeme geldi ve ayakkabılar üzerine resim yapma fikri nasıl doğdu?
Tamamen şans eseri. Aldığım kelepir bir ayakkabı düşündüğüm gibi çıkmayınca boyayarak adam ederim sandım. Sandım diyorum çünkü sonuçtan tatmin olmamıştım ancak bir arkadaşım çok beğenip benden istedi. Derken onun arkadaşları da istemeye başladı. Bir baktım sipariş yağıyor!
Özellikle ayakkabı markalarının dikkatlerini oldukça çeken bir iş yapıyorsunuz. Katıldığınız etkinliklerde ya da markalar ile ilgili süreçlerde farklı talepler geliyor mu?
Tabi ki. Çalıştığım zincir bir firma var. Onların özel marka etkinliklerine ve açılışlarına gidiyorum zaman zaman. Markalar bana destek verirken, ben de onlara destek veriyorum.
Çalışmalarınızı kanvas kumaş ile üretilmiş ayakkabılar üzerine yapıyorsunuz. Bu oldukça meşakkatli bir iş. Bu kadar uğraşın sonunda dayanıklılık konusunda bilgi verebilir misiniz?
Kanvas, deri ve suni deriye çalışıyorum. Tamamen su geçirmez ve yaptığım işler elde yıkanabilir. Ancak dikkatli kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Herhangi bir darbeye ayakkabının kendisi de dayanmayacağı gibi, en üst katman olan boya da bu konuda dayanıklılık göstermeyebilir.
Yaptığınız çalışmaların bir standardı var mı?
Standarttan çok uzaklar. Yaptığım herhangi bir tasarımı bir başkasına yapmıyorum. Açıkçası özgün tasarımlar ortaya çıkarıp, ayakkabıyı kullanacak kişinin beğenisine hitap edecek türden tasarımlar gerçekleştiriyorum.
Tasarladığınız ayakkabı resimlerinin kullanımı hakkında bilgi verebilir misiniz? Yıkaması ve bakımları nasıl olmalı?
Ben tüm ayakkabılar için, elde yıkama ve spor ayakkabılar için ise üretilen köpük temizleyicileri öneriyorum. Makinede yıkamayı kesinlikle önermiyorum. Çünkü yüksek devirde yıkandığı için ayakkabının kendisine de zarar veriyor.
Özel gün ve kutlamalar başta olmak üzere, etkinlik ajanslarının düzenledikleri etkinliklerde yer alıyorsunuz. Bu kapsamda dikkatleri çeken tasarımları hangi motivasyona göre ortaya koyuyorsunuz?
Benim için etkinliklerin en önemli kriteri zaman. Misafir sırası olmaması ve çalıştığım mağazayı da zor durumda bırakmamak adına; pratik, ufak ve sade işleri canlı performansla sergiliyorum. Bir yandan yüz yüze gösterdikleri ilgi ve alaka çok hoşuma gittiği için daha bir motive çalışıyorum.
Tasarım, oldukça yaratıcılık gerektiren bir alan. Neredeyse sınırsız sayıda yaptığınız tasarımların tamamı herkes tarafından beğeniliyor ve satın alınıyor. Bu yaratıcılığın kaynağı nedir?
Sanat tarihi sanırım. Geceleri yatağa yattığımda çoğu zaman internette farklı sanatçıların tablolarına ve tasarımlarına bakarım. İncelemekten çok keyif alıyorum. Sanırım bu benim yaratıcılık kaynağım. Yani araştırma.
Ayakkabılar üzerine resim yapmak çok alışıldık bir iş değil ve siz inanılmaz farklı bir iş yaparak yeni bir akım ortaya çıkardınız. Orta vadede ki hedefler nelerdir?
Aslında bu işi sadece ben yapmıyorum. Ayakkabı tasarımcısı olarak çalışan ve bu mesleği yapan başka güzel insanlar da var. Ancak sayımız ya da öne çıkan isimlerin sayısı, evet az. Mesleğimle ilgili en büyük hedefim, orta vadede workshoplar yapmak. Çünkü bu işi yapmanın püf noktaları ve icra ettiğimiz sanat, müthiş konular biriktiriyor. Ben de biriken tüm konuları workshoplar aracılığıyla paylaşmak istiyorum.
Etkinlik ajanslarından ne tür talepler geliyor?
Etkinlik ajansları, özellikle ayakkabı markaları müşterileri için benimle iletişim kuruyorlar. Açılış, bayi toplantısı, personel motivasyon günleri, özel davet ve organizasyonlarda, markanın ürünlerine canlı performansla çalışmam isteniyor ve haliyle markaların satışlarını arttırıp hızlandırmam söz konusu oluyor. Bu konuda, ajansın hedef ve beklentileri doğrultusunda özel bir çalışma içeriği hazırlıyorum. Genelde ise bir proje yapıldıktan sonra, taleplerde artışlar bir hayli fazlalaşıyor. Açıkçası bu konudan ben de çok memnun oluyorum. Özellikle ajansların başlangıçta akıllarından geçen kabus, müşterinin işi beğenmesiyle ve ajansa teşekkür etmesiyle, müthiş bir enerjinin ortaya çıkmasına neden oluyor.
Ajansların gerçekleştirdiği etkinliklerde yer almak ve olmayan bir tasarımı kısa sürede yapmak ve etkinlik misafirine veriyor olmak nasıl bir duygu ve insanların yaklaşımları nasıl oluyor?
Çok keyifli. Organizasyonlara katılan misafirler başlarda bu kadar ilgi göstermiyorlardı. Ama sanırım sosyal medya üzerinden insanlarla birebir iletişimim arttıkça, yaptığım tasarımlara olan ilgi artmaya başladı. Ajansların ise takipleri sonucu farkınladık daha da arttı. Süreç içinde bir çoğuyla tanışmaya başladık. Geçen zaman içinde yanıma oturup izleyen ve bir yandan sohbet eden, hatta hatıra fotoğrafı çektiren harika insanlar oluyor. Ortaya çıkan pozitif enerji ve misafirlerin mutluluğu benim daha da mutlu olmamı sağlıyor.