Günümüzde etkinlik kavramı nasıl sınır tanımadan genişliyorsa, katılımcı profili de hızla değişiyor. Etkinlik denilince akla ilk gelen sportif ve müzikal faaliyetler bugünün genç bireylerine yetmiyor. Yaşları 18’in altındaki bu yeni profil her ne kadar kendi alanlarına sığınmayı tercih ediyor olsa da bilimden ekolojiye, teknolojiden doğaya hemen her alanda beceriler edinmeleri ve kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. Bunun için de yepyeni seçenekler sunmak bizlere düşüyor. Bu konuda çalışacakların da yeni nesil etkinlikleri “eğlenirken öğrenmek, öğrenirken eğlenmek” anlayışı ile tasarlaması gerekiyor.
Hakan Türkkuşu
Bugünün gençleri her ne kadar yetişkinler tarafından “#çocuk” yerine konulsa daetkinlik tasarımı ve yönetimi alanında çalışan profesyonellerin, bu grubu öncelikle
“çağımızın genç bireyleri” olarak tanıması gerekiyor. Burada anahtar sözcük “#birey”.
Her tür bilgiye erişmelerinin, hemen her konuda istediklerine elde etmelerinin
kolaylaşması beraberinde zahmetsiz bir yaşamı getirirken ne yazık ki kimi alanlarda da
becerilerin yitip gitmesine sebep oluyor.Bu noktada akla ilk gelen dijital dünya, cep telefonları, tabletler, uygulamalar (apps)
ve e-oyunlar oluyor. Bunların hiçbiri yanlış değil elbette ancak genç bireylerin
yaşamlarında bunlara olan yakınlıkları, bağlılıkları ve dahası bağımlılıkları pek çok
açıdan eğitimcileri endişelendiriyor. İntihar ettiğini anlayamayacak kadar gerçeklikten
kopmaların sebep olduğu ölümlerden dijital dünya ile en önemli bağlantısı olan cep
telefonundan (ya da tabletinden) uzak kalacağı korkusu anlamına gelen nomofobi (mo
mobile phobia) bu tür tehditler arasında ilk sıraları alıyor. Öte yandan çimene
basamayan bebeklerden toprağa dokunamayan çocuklara, aslanı görse sevecek ama
sineğin sesini duyduğunda kaçacak yer arayan genç bireylerde giderek yaygınlaşan
doğadan korkma hali olan ekofobi (ecology phobia) bu tehdidin bir başka yanı.Kendi kişisel gelişimi için çevresini daha iyi gözleyip, tanıması ve akranları ile yüz
yüze arkadaşlıklar geliştirmek yerine bir kenara çekilip hatta kendini kapatarak
hareketsizleşmeleri de ileri ortaya çıkacak çok ciddi sağlık sorunlarının habercisi.Peki ne yapmalı?Bir anlamda sürüden ayrılmalı, “herkes böyle yapıyor” argümanına sığınmaktan vaz
geçilmeli, yeni bir rota çizilmeli...Hangi konulara odaklanmak gerek?Genç bireylerin önüne barikatlar konuldukça, yasaklamalar getirildikçe bunu aşmaya
yöneldikleri ve sözde alınan bu tür önlemlerin hiç bir işe yaramadığı zaten malum.
Herkesçe bilinen bu durum, uzmanlar tarafından da sıklıkla seslendiriliyor.1980 öncesi doğan X kuşağı yani günümüzün yetişkinleri için Y kuşağı; tek kelime ile
“uyumsuz”. Bunun başlıca sebepleri de otoriteyi ve çalışmayı sevmemeleri, kendilerini
ispat etmek için gerçekçi olmaktan uzak talep ve tavırları yeğlemeleri. Her iki kuşağa
göre de Z kuşağı; yani 2000’den sonra doğanlar, tam anlamıyla “saygısız”. Oysa
sabırsız olmaları, aynı anda birden çok konuya yönelmeleri, geleneksel davranışlara
değer vermemeleri ve düşüncelerini nezaket sınırlarını aşıp aşmadığına bakmaksızın
doğrudan söylemeleri bu anlama çekilmemeli...Dünyanın onlar için çok da uygun olmadığını göz önünde tutmakta yarar var. Hatta
sıkıcı olduğunu bile düşünmek gerekebilir. Bu sebeple genç bireyler için sevmedikleri
sıkıcı dünyada sunulanların yerine yaratıcı çalışmalar kadar yenilikçi aktiviteler, doğru
yaş grupları kadar keşif yapacakları etkinlikler çok önemli. Önemli ne ki, gerekli...Çocuklara hazır verilenler gösterişli, çekici hatta görsel açıdan son derece görkemli
olabilir. Bunlar sosyal medya paylaşımları için de eşsiziz muhakkak ama çocuklar için
ne kadar yararlıdır? Bazen kaldırımdaki bir su birikintisi, bazen de çamurlu toprak
daha cazip gelir çocuklara. Bir kuru yaprak ya da dal parçası çocuklar için yeni
dünyanın kapısını açan #anahtar oluverir. Elindekinin ne olduğu ya da nereye bastığı
hiç önemli değildir, hayal dünyasında ne varsa ve nereye gittiyse oradadır bunlar
sayesinde.Yaratıcılığı desteleyen oyunlar ve atölyelerFarklı yaş grupları arasında en yaygın olanlar #dans, #drama, #resim, #marangozluk
ve #yemek. Dans; giderek uzaklaşılan #folklor ile başlayıp baleye kadar uzanan ve işin
içine #müzik başta olmak üzere fiziksel becerilerin gelişimine de olanak sunan pek
çok unsuru çocuklara sunmanın bir yolu. Drama; sadece teatral çalışmalar ile sınırlı
kalmayan rol model çalışmalarına, #diksiyon ve beden diline uzanan sayısız becerinin
kazanmasına zemin hazırlıyor. Resim; çok çeşitli malzemelerin kullanılarak ortaya
renk cümbüşü çıkartılmasının yolu olduğu gibi boyanın dışında kullanılan hamur ve
diğer objeler ile plastik sanatların da başlangıcı olarak farklı olanaklar sunuyor.
Marangozluk; el aletleri tanımak ile başlayan beceri edinme ve geliştirme
yolculuğunda çivi çakmaktan tahta kesmeye, parçaları birleştirmekten #maket
yapımına kadar çok farklı seçenekler sunuyor, günümüzde talebi giderek artan
marangozluk atölyeleri için adeta hazırlık sınıfı oluyor. Yemek ise #mutfaksanatları
perspektifi ile elde yoğurulan hamurdan makarna yapımı, birbirinden lezzetli
malzemelerin uygun biçimde eşleştirilmesinin neticesi olarak özgün kurabiye ve kek
pişirme, meraklısı için suşi hazırlama gibi alışılmışların yanında sıra dışı olanaklarını
da barındırıyor.Yaşlar büyüdükçe seramik boyama, animasyon, mizah, sabun, mum yapımı atölyeleri
devreye giriyor. Arkadaşlarına doğum günü hediyesi olarak özel tasarım fincan veya
kupalar ile farkındalık yaratmak, aile bireylerinin fotoğrafları ile bilgisayar başında
kısa canlandırmalar ile evin yıldızı olmak, kullanıldıkça el yıkayanın eline kokusu ile
kaplayan sabunlar ya da yandıkça bulunduğu odanın havasına iç açıcı kokular katan
mumlar üreterek yaratıcılığını sergilemek. Bu sayede de toplayacağı takdir ile kendine
olan güvenini pekiştirmek.Zihinsel gelişim için satranç ve STEMGünümüzde giderek daha çok göz ardı ediliyor ve çocukların dünyasından uzaklaşıyor
olsa da #satranç, çocukların strateji geliştirmesine doğrudan eşsiz bir katkı sağlıyor.
Taşların yerini çocukların alacağı, ne zaman nasıl hareket edeceğini bilerek ve hamle
sırasının gelmesi için sabretmeyi öğrenecekleri dev bir satranç, hemen her belediye
için hem düşük maliyetli, hem de çocuk parklarına değer katacak bir oyun alanı ve
atraksiyon fırsatı.Son yıllarda popülaritesi aratan robotik, 3 boyutlu yazıcılar ve kodlama çalışmaları
kısaca #STEM olarak anılan bilim (science), teknoloji (technology), mühendislik
(engineering) ve matematik (mathematics) disiplinlerini buluşturuyor. Bu buluşma
kutudan çıkan kablo, pil, lamba gibi temel elemanların birleştirilmesi ile ortaya çıkan
elektrik devrelerinden tekerlek ve motor gibi görece daha gelişmiş elemanların
devreye gireceği hareket edebilen tasarımları da mümkün kılıyor. Biraz çaba ve
deneyim ile minyatür heykellerden rengarenk oyuncaklara pek çok objeyi 3 boyutlu
yazıcıda basmak da bu anlayış içinde yer alıyor.Her zaman doğa ile iç içe olmak...Şehir yaşamında çoğunlukla beton hücrelerde yaşamaya mahkum edilen çocuklar için
doğa, adeta bir masal ülkesi. Bu ülkede bereketli #toprak, temiz #hava, akarken
içilebilen #su var ama biz yokuz... İnsanın dahil olduğu doğada ise ne yazık ki yanıp
yok olan ormanlar, nesli tükenen ve yok olan hayvanlar, kuruyan göller ve nehirler var
sadece... Oysa genç bireylere doğayı sevdirebilmek için önce tanıtmak ve tekrar tekrar
anlatmak gerek.Dünyanın en eski canlılarından biri olan solucanları tanımak, yararlarını öğrenmek ve
organik atıkları değerlendirerek gübreye dönüştürecek bir solucan evi kurarak
vermikültür konusuna girmek mümkün... Aile bireylerine para harcamadan ve karbon
ayak izi üretmeden sadece eski gazeteleri kullanarak rengarenk açacak tohum topları
yapmak da mümkün... Evlerde, mutfaklarda, balkonlarda hatta pencere kenarlarında
bir kısım şifalı bitkiyi tohumdan ya da fideden yetiştirmek ve her sofra için bunların
hasatını yapan küçük birer çiftçi olmak da hiç zor değil.Çocukları toprak, hava ve su ile buluşturan az sayıda da olsa etkinlik ve aktivite
mevcut. Her manav veya markette atılan tahta sandıklarda mini bahçeler kurup,
tarımla uğraşmak son derece kolay. Maydanoz, nane, roka, biberiye gibi şifalı bitkiler
yetiştirmek hiç de zor değil. Biber ve domates tohumları ile yumurta kartonu içinde ilk
fideleri yetiştirmek her zaman güzel bir başlangıç. Avokado çekirdeği ile ilk fidancılık
deneyimi edinmek, hatta portakal, mandalina ve limon çekirdekleri ile işi büyütmek.
Su eksik etmemek ve güneş görmelerini sağlamak yeterli...Genç bireylerin salyangozdan bıldırcına, sokak kuşlarından akvaryum balıklarına ve
diğer canlılar için yuvalar, evler, barınaklar kurarak tv’deki belgeseller yerine gerçek
yaşamlarını izleyebilecekleri ortamlarda öğrenecekleri tam anlamıyla paha biçilmez
olacaktır. Kanatlı ve kuyruklu kardeşler edinecekleri için yaşamları boyunca ne
hayvanlara, ne bitkilere ve de diğer insanlara zarar vermeyecek bireyler olarak
yetişeceklerdir.Doğada kısa yürüyüşler (hiking) ile başlayıp konaklamalı (trekking) ve hatta çadır
(camping) deneyimi edinecekleri maceraları da göz ardı etmemek gerekir. Toprağadokunmak, suyu tatmak, havayı koklamak ancak ateş yakmayı ve söndürmeyi
öğrenerek bütünlenecek bir başka dünyayı tanımalarını sağlayacaktır.Sayı sayabilen beyin yetmez, güçlü bir beden de gerek!Çocukların bedensel gelişiminin en az zihinsel gelişimleri kadar önemli olduğunu
bilmeyen yok. Ama iş uygulamaya gelince hele de küçüklerin en küçük şikayetinde
bedensel faaliyetlerden ve sportif etkinliklerden vaz geçen çok! Oysa dersler ile sürekli
çalıştırılan beyinlerin yanında egzersizler ile çalıştırılan bedenler de gerekli.Yaşlarına uygun sportif faaliyetler; yürüyüş, yüzme, bisiklet, kayak gibi bedenin
simetrik gelişimini sağlayacak ve destekleyecek branşlarda yapılacak sportif
çalışmalar çok daha öncelikli ve önemli.Beyin bir yanı ile estetik ve sanatsal konulara yatkın, diğer yanı ise analitik düşünme
açısından iyidir. Sağı ile solu, birbirinden farklıdır ancak ikisi birlikte, bir bütün olarak
bireyin zihinsel gücünü pekiştirir. Peki ya beden, beden bu resmin neresinde? Beynin
beden ile, zihinsel yanın fiziksel yan ile birbirini tamamlaması gerekmiyor mu?Bu soruya “evet” diyorsanız, bu yazıdaki tüm hashtag’ler ile arama yapmaya başlamanızı ve çocuğunuz için etkinlik planı yapmanızı öneririz. Elbette önünüze ilk çıkan ile değil hem çocuklara formasyon kazandırma, hem de etkinlik alanında uzman olanlar ile...
Event News Köşe Yazarları'nın görüşleri kendilerine aittir. Event News, tüm dünya görüşlerine, yaşam tarzlarına, kişisel seçimlere ve fikirlere eşit mesafede yayın politikasına sahiptir.